Kısa Bir Söyleşi

    Bu söyleşimizde şehrimizin basketbol takımıyla olan maçları nedeniyle şehrimize gelen Basketbol Milli Takım Oyuncumuz Doğuş Balbay ile birlikteyiz.Söyleşimize geçmeden önce hoşgeldiniz şehrimize demek isterim. Çok yoğun olan programınızda bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz.


Söyleşimize ilk olarak sizi tanımakla başlayalım,lütfen kendinizi öğrenci ve velilerimiz için tanıtırmısınız?    

   21 Ocak 1989 yılında İstanbul da doğdum.Anaokulu,ilk ve ortaokulu İstanbul da okudum.Lise eğitimim için Amerika ya gittim. Lise yi Wolfeboro BREWSTER Akdemisin de tamamladım.Ardından Texas Üniverstesi ne devam ettim ve mezun oldum .Evliyim eşim Erica BALBAY ve bir çocuk babasıyım.Oğlum Austin BALBAY.Şuan Anadolu Efes Basketbol takımında ve Türk Milli Basketbol Takımın da oyuncuyum.

 Basketbola Yeteneğinizi ilk kim ne zaman fark etti?

    İlk olarak hafta sonları gittiğim bir basketbol okulu vardı. 8, 9 yaşlarındaydım o zamana kadar futbol oynuyordum. Orada koçlarım yaşıtlarımdan daha çabuk öğrendiğimi fark ettiler. Ondan sonra beni benden yaşça büyük çocuklar ile idmana çıkardılar. Bu durum benim için zordu ancak gelişimim için çok iyi oldu.

12 Dev Adama yükselişini bizimle paylaşır mısınız?

    Başarı basamaklarını adım adım ve çok çalışarak çıktım. Biraz önce bahsettiğim gibi yaşça büyük çocuklarla çalıştım bu nedenle 15 yaşıma geldiğimde Fenerbahçe alt yapısında yer aldım. Orada da yaşıtlarım dan önde yer aldım ve orada Milli Takıma seçildim. Milli takımda da yükselişim devam etti 12 Dev Adama kadar yükseldim.Birçok kez bu gururu yaşadım.

Öğrencilerimizin kendilerini keşfetmeleri için varsa önerilerinizi alabilir misiniz?

     Tabi ki var. Öncelikle sporun içinde olmalarını tavsiye ederim. Hafta sonu kursları olur sokakta oynadıkları oyunlar olabilir. Bir de bir spor dalına bağlı kalmamalarını tavsiye ederim. Yüzmeden masa tenisine atletizmden futbola hangi spor dalı olursa olsun yetenekleri var yada yok sporun içinde olsunlar.

Anne, baba veya biz eğitimin içinde yer alan kişilere tavsiyeleriniz nelerdir?

      Çocuklarımızın, kabiliyetinin olduğu konularda çocuklarının arkalarında olsunlar. Çocuklarını sonuna kadar desteklesinler. Bu çocuklar için itici bir güç olacaktır. Çocuklar daha istekli olurlar, çalışmalarını daha istekli yaparlar.

Son olarak mesleğinizin en güzel ve en zor yönlerinden bahsedebilir misiniz? 

      Mesleğimin en güzel tarafı sıklıkla maç yapıyor olmak. Profesyonel liglerde senede en az 85 maç yapılıyor bu da demek oluyor ki 2,3 güne bir maça çıkıyoruz. Galibiyet yada mağlubiyet olsun yeni günde hemen yeni bir maça adapte oluyorsunuz. Yeni gün yeni maç demek oluyor. 

      En zor yönü ise fedekarlık. Çok sık çalışmalar, seyehatler, deplasmanlarda oluyor. Bu nedenle ailemizden, arkadaşlarımızdan uzak kalıyoruz. Özel hayatımızda, biz de ailemiz de fedekarlık yapmak durumunda kalıyor. 

Bu güzel söyleşi  ve faydalı açıklamalar için öncelikle size daha sonra da bu söyleşinin gerçekleşmesinde vesile olan Anadolu Efes Takımı Menejeri Özgür ALYÜZ e bize yardımlarını esirgemeyen Emrah ÇOBAN ve İbrahim KIRIMLIOĞLU na çok teşekkür ederiz. 



Yazdır

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin



  Beğen | 132  kişi beğendi